Sayfalar

17 Şubat 2013 Pazar

TOL: Bir İntikam Romanı



"Devrim vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi."



"İki-üç yıl sonra seyrettiği ünlü bir Hint filmi, Oğuz için kopkoyu esmerliğine makul bir gerekçe teşkil ediyorsa da, filmde durmadan şarkılar söyleyip dans eden insanların hepsinin eşit uzunlukta bacaklara sahip olması, Oğuz'un Bombay'a, onca Hint şehri dururken Bombay'a gidip babasını bulma umutlarını bıçak gibi kesip atıyor. Ve Oğuz kendisine baba namına, bir ansiklopedide görüp okuyup hayran kaldığı Topal Ahmet Efe'yi seçiyor."




"Sadece iki arkadaş: Şadi ateş gibi bir civandı, Adnan çalışkan bir karıncaydı. Şadi yakışıklı bir liderdi, Adnan suskun bir dehaydı."




"Ey Ankara, ben seni ne yapayım? Ey Ankara, sende zulüm var be, zulüm, zulüm!"



"Ne zamandır taşıyorsun o bileti yanında, diye sordum. Neredeyse iki yıl olacak, dedi. Kalbime bir bıçak kaktırdılar sanki, ağlamamak için kendimi zor tuttum, sen ikramiyelerin ömrünün bir yıl olduğunu bilmiyor musun, diyecektim, hülyalı hülyalı tavanda gezinen gözlerine baktım, demedim."




"Bombalara alıştım. Bundan böyle ancak parlamento keser beni. Gittikçe de yaklaşıyor. Kuşkum kalmadı, orayı da uçuracak."


"Ve en büyük şenlik vesilesi futbol maçlarıydı. Ne gariptir ki, ülke yıkılırken, hala devam ediyordu maçlar"


"Sanırım ben aşık oldum
Vaat duygusunun içimde dallanıp budaklanmasına izin vermeli miyim? Vaat duygusu tehlikeli çünkü. Olmadık işlere kapılabiliyor insan."


"Bir ihtimal olduğunda, devrim ne kadar da güzel"